Serebral Palsi'ye Bağlı Dil ve Konuşma Bozukluklar

Serebral Palsi'ye Bağlı Dil ve Konuşma Bozukluklar (CP) doğumsal olan; genellikle doğumdan önce, doğum anında ya da doğumdan hemen sonra oluşan serebral hasarların neden olduğu ilerleyici olmayan motor kontrolü etkileyen nörolojik bir yetersizliktir. Bu yetersizlik menenjit ya da ensafalit gibi nedenlerle edinilmiş bir şekilde de ortaya çıkabilir. Bu yetersizliğin ataksik, atetoid, spastik ve diskinetik gibi tipleri vardır.

Serebral Palsi'ye Bağlı Dil ve Konuşma Bozukluklar
CP’nin neden olacağı iletişim problemleri büyük bir çeşitlilik gösterir. CP’li bireylerin yaklaşık %30 kadarı konuşma, dil ve/veya işitme sorunu yaşamaktadırlar. Konuşma sürecinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için iyi bir postür ve solunum, fonasyon ve sesletim süreçlerinin uygun şekilde gerçekleşmesi gerekir. Ancak CP’de solunum problemleri görülebilir. Bunun yanında kas tonusundaki zayıflıklar da sesletimi etkiler. En yaygın iletişim problemi dizartridir. Diğer konuşma bozuklukları da tek başına ya da diğer bozukluklarla birlikte kombinasyon halinde görülebilir. Örneğin bir birey dizartri ve dispraksiyi bir arada yaşayabilir. Ayrıca CP’de zihinsel yetersizlikle birlikte işitme yetersizlikleri, dil bozuklukları gibi sorunlar da görülebilir. Bu sorunlar, gecikmiş dil ve konuşmadan, özgül dil bozukluğuna ya da çevreyi keşfetmeyi engelleyebilecek ikincil bir dil yetersizliğine kadar uzanabilir (Workinger, 2005).

Topbaş’a (2005) göre CP’de öncelikle oral-motor yapıların ve başta beslenme-yutma fonksiyonları olmak üzere konuşma öncesi becerilerin gelişiminde sorunlar bulunmaktadır. Bu çocuklarda ağzı açma, emme, ısırma, çiğneme ve yutma refleksi yetersiz durumda olabilir ve bu yetersizlikler aspirasyon ve salya akıntısı gibi problemlere neden olmaktadır. İletişim ve gelişimsel dil sorunlarına bakıldığında jest-mimik, baş-boyun kontrolü, göz kontağı kurma gibi konulardaki nöromotor güçlükler söz öncesi iletişim davranışların gerçekleştirilmesini sekteye uğratır. CP’li çocukların konuşma sorunları ise dizartri/gelişimsel dizartri ve apraksi/gelişimsel apraksiden oluşur. Dizartride kaslarda paraliz (hareket etmemesi), kasların zayıf/güçsüz olması (iyi hareket edememesi), kaslarda spastize olması (aşırı tonlu, gergin; çok fazla konstraksiyon olması), kasların flaksid olması (tonusun çok az, pelte gibi olması) ve kaslarda koordinasyon bozukluğu (ataksi) görülür. Tüm bu sorunlar konuşmanın solunum, sesleme, rezonans, sesletim ve prozodi özelliklerini, bu dizartri/gelişimsel dizartrinin tipine göre farklı şekillerde etkiler. Apraksi/gelişimsel apraksi ise sesletim hareketlerini istemli ve amaçlı olarak gereği gibi yapamama ve kullanamama sonucu sesbirimlerin yanlış ve tutarsız olarak üretilmesine neden olur. Çocuklarda gözlenen apraksik örüntüler için apraksi/dispraksi terimi kimi zaman kullanılsa da yaygın olarak kabul görmemektedir. CP’li çocuklarda ortaya çıkan apraksik örüntüler çoğunlukla serebellar lezyona bağlanır ve ataksik CP’si olanlara atfedilir.
Terapisi: CP’de terapi en erken zamanda ve uygun bir ekiple işbirliği içerisinde başlamalıdır. Terapinin uzun vadeli amacı nörolojik sınırlılığı olan konuşma yeteneğini artırmaktır. Bu, fonksiyonel sözel iletişim ve yardımlı ya da yardımsız destekleyici iletişimle gerçekleşir (Topbaş, 2005).

Başlangıçta çalışmalar solunum, beslenme, yutma, postür ve oral-motor becerilere odaklanır. Terapi sürecinde her çocuk için genelgeçer bir plan değil çocuğun ihtiyaçlarına göre hazırlanmış bir plan kullanılır. Çalışmalar aile temelli sürdürülür. Çocuğun dil becerilerinin geliştirilmesi için belli oyun ortamları hazırlanır. Aileye bazı teknikler öğretilir ve geri dönüt verilir. Örneğin CP’li çocuk kucakta taşınırken bacakları extensör olacaktır. Eğer anneye çocuğunu taşırken, çocuğun bacaklarını açıp yandan kendi kalçasına oturtarak taşıması öğretilirse spastisite önlenerek daha normal bir pozisyon geliştirme sağlanır (Topbaş, 2005).

Konuşma terapisinde konuşma için önkoşul beceriler geliştirilmelidir. Duyusal uyaranlar aşamalı olarak sunulmalıdır. Baş-boyun kontrolü, solunum ve fonasyonun koordineli gelişimi, normal beslenme gelişimi ve babıldama etkinlikleri olmak üzere 4 duyusal alan üzerinde çalışılmaya başlanmalıdır. Çalışmalarda hareketlerde farklılık ya da gerginlik gibi yeni durumlar çıktığında fizyoterapistten destek alınır (Topbaş, 2005).

Solunum ve seslemenin koordinasyon halinde gerçekleşmesi için gülme ve ağlama davranışlarından faydalanılır. Anormal oral motor refleksler azaltılmaya çalışılır. Büyük ya da eğitim almamış çocuklarda ve erişkinlerde yapılandırılmamış bir terapi uygulanır. Terapi süresince solunum, sesleme, rezonans, sesletim ve prosodi geliştirilmeye çalışılır. Çalışmalar kısaca 3 grupta incelenir: Fizyolojik fonksiyonları geliştirme ve yetersizlik düzeyini azaltmak için fasilitasyon teknikleri, varolan (hasarlanmamış/kullanılabilir) potansiyeli kullanmayı öğretici teknikler, iletişim için sosyal katılımı artırmayı amaçlayan çevresel düzenlemeler. Süreçte sık sık ölçümler yapılır ve aileyle paylaşılır. Bu aileyi motive eder. Diğer yandan bu ölçümler, uygulanan tekniklerin başarısını sınar. Geri dönüt için bazı sistemler kullanılabilir. Tüm çalışmalar dil ve konuşma terapisti tarafından yapılmalıdır. Hangi sesletim hareketi için hangi kasın hangi yönden başlayıp uyarılabileceği önemlidir. Çünkü yanlış uyarı verilebilir, kaslar yanlış yöne hareket ettirilebilir. Bu gibi durumlarda ortaya çıkarılabilecek bir gerginlik, hava yolunun tıkanması, kasılmalar nedeniyle CP’li çocuğun/bireyin yaşamını tehdit edici zararlar verilebilir (Topbaş, 2005).

CP’li çocukta terapiye erken başlansa bile prognoz güçtür. Bu bakımdan gerekiyorsa telafi edici davranışlar ve alternatif ve destekleyici sistemler kullanılır. Çocuğun yetersizlik derecesi ne olursa olsun kullanabileceği sistemler hazırlanabilmekte ve yaşam kalitesi artırılmaktadır.

*Cangi, M. E. (2011). Dil ve Konuşma Bozuklukları, Özel Eğitim, Ed: Barut, Y. İstanbul: Lisans Yayıncılık.

Online Terapi

Türkiye'nin neresinde olursanız olun terapistlerimiz online terapi ile bir tık uzağınızda.

Detaylı Bilgi
HIZLI ERİŞİM
ZAMAN ESNEKLİĞİ
MEKAN ESNEKLİĞİ
BİREYE ÖZGÜ YAKLAŞIMLAR
TERAPİ HİZMETLERİNİN DEVAMLILIĞI