Down Sendromuna Bağlı Dil ve Konuşma Bozuklukları
Down sendromu, kromozomal bir anormallikten kaynaklanan ve belirgin fiziksel özelliklere, fiziksel ve zihinsel gecikmeye neden olan gelişimsel bir bozukluktur.
Bu kasların zayıflığı ya da paraliziyle ilişkili bir durum değildir. Beyin konuşma için gereken vücut bölümlerinin (örn., dudaklar, çene, dil) hareketlerini planlamada problemlere sahiptir. Çocuk söylemek istediği şeyin ne olduğunu bilir, ancak çocuğun beyni söylemek için gerekli kas hareketini koordine etmede güçlüğe sahiptir (http://www.asha.org). Apraksinin bir tipi olan gelişimsel apraksi vakalarına özel eğitim hizmeti sunulan kurumlarda sıklıkla rastlanmaktadır. Örneğin Ege’ye (2006) göre özgül dil bozukluğu tanısı alanların içinde bu tip sorunu olan vakaların yüzdesi, %10-40 olarak rapor edilmiştir. Apraksinin konuşma apraksisi dışında ideomotor ve konstrüksiyonel apraksi gibi vücudun farklı bölümlerini etkileyen apraksi türleri de vardır. Ancak burada konu gereği apraksinin bu tipleri üzerinde durulmayacaktır.
Yaşları ilerledikçe alıcı ve ifade edici dil becerileri arasındaki fark açılma eğilimindedir. Okul öncesi dönemde ifade edici sözcük dağarcıkları, cümle uzunlukları, sözdizimsel yapılarının kompleks düzeyleri ve morfemlerin dilbilgisel kullanımlarındaki beceri akranlarına göre geri kalır. En büyük problem sözdizim ve dilbilgisel biçimbirim kullanımındadır. Down sendromlu çocuklar sözdizim bakımından daha basit yapılar kullanmakta ve bazı eklerde hata yapmakta ya da ekleri atmaktadır. Her ne kadar bu çocuklarda sözcük hazinesi genellikle iyi durumda olsa da bu konuda herhangi bir yetersizlik de bu süreci olumsuz etkilemektedir. Pragmatik becerileri ise her zaman güçlü olan yönleridir. Dil edinimindeki farklılıklara işitme yetersizlikleri, genetik faktörler, bilişsel profil ve motor konuşma fonksiyonları gibi pek çok değişken etkide bulunabilir (Buckley ve ark., 2001; 2002; Roberts ve ark., 2008).
Down sendromlu çocuklar tanılanma zamanlaması diğer gelişimsel bozukluklara (otizm vb.) göre oldukça avantajlıdır. Bu da ailelere müdahale konusunda erkenden girişim yapabilmek için hazırlanmada zaman kazandırır. Down sendromunda, diğer dil ve konuşma bozukluklarında da söz konusu olduğu gibi erken müdahale büyük önem taşır. Diğer gelişimsel bozukluklara benzer şekilde Down sendromlu çocukların da dil ve konuşma terapisine genellikle ihtiyacı bulunmaktadır. Bu terapiler özetle, sesletim (artikülasyon), sesbilgisi (fonoloji) vb. bakımından dil ve konuşma gelişiminin desteklenmesine, oral-motor sorunlarla baş edilmesine, çocukların sözel iletişime cesaretlendirilmesine ve iletişim becerilerinin geliştirilmesine dayanmaktadır. DS’li çocuklarda önemli bir sorun anlaşılabilirliktir. Bunun için sözdizim, sözcük seçimi, sesbilgisel beceriler ve konuşmanın motor planlaması üzerinde çalışılır. Down sendromlu çocukların iletişim için henüz konuşmayı kullanamadıkları süreçte alternatif ve destekleyici iletişim yöntemlerinden de destek alınmaktadır. Aileler, Down sendromlu bir çocuğa sahip olacaklarını ya da olduklarını öğrendiklerinde çocuklarında ne gibi bir dil edinimi süreci gerçekleşebileceği, ne gibi yaklaşımlar göstermeleri ve hangi ev aktivite programlarının uygulanması gerektiği konusunda kritik dönemler kaçırılmadan destek alma fırsatına sahip olmaktadırlar (Buckley ve ark., 2001; 2002; Roberts ve ark., 2008).
*Cangi, M. E. (2011). Dil ve Konuşma Bozuklukları, Özel Eğitim, Ed: Barut, Y. İstanbul: Lisans Yayıncılık.